Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ‘Ben TEOG’u istemiyorum‘ açıklaması sonrasında TEOG‘un kaldırılmasının ardından gözlerin çevrildiği Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TRT’ de katıldığı canlı yayında eğitimle ilgili soruları yanıtladı. Bakan Yılmaz, çocukların 25 yaşına kadar sınavdan sınava koşturduğunu vurgulayarak, yeni sistemi bir ay içerisinde Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını söyledi. Bakan Yılmaz, “Onlar tamam derse hemen açıklarız, şu noktanın düzeltilmesi lazım derlerse, onu yaparız” dedi. TEOG’la ilgili sorulara da yanıt veren Bakan Yılmaz, şu açıklamaları yaptı:
BENİM DE TEOG’DAN GEÇMİŞ EVLADIM VAR
Önce ihtiyacı ortaya koyalım. Benim de TEOG’dan geçmiş evladım var, dolayısıyla veli olarak da TEOG’un ne olduğunu biliyoruz. Çocuklarımız gözümüzün önünde büyüyor ama bir yarıştan diğerine koşturuyor. Üniversite sınavı her zaman vardı, ancak bizim zamanımızda TEOG yoktu, şimdi o da var. TEOG’dan çıkıyor, YGS, LYS’ye giriyor, KPSS’ye giriyor, kurumların özel sınavına giriyor. 25 yaşına kadar bir spordan bir spora giriyor. Kitap okuyabiliyor mu? Sosyal etkinliğe katılabiliyor mu? Spor yapamadığı için obezite denilen bir sorun ortaya çıkıyor. Kitap okuyamadığı için kendini ifade edemeyen bir nesil ortaya çıkıyor.
Yaptıkları tek şey, internetle uğraşıyorlar. İnternet üzerinden oyunlarla biraz kendilerini normal akışın dışında bir şey yapıyoruz diyorlar. Bu sağlıklı nesil olabilir mi? Yeteneklerini tanısın, o doğrultuda eğitim alsın. Çok net olarak söylüyorum, Türkiye’nin şu anda eğitim seviyesi geçmiş yıllarda yapılandan kat kat iyidir. Nabi Bey’in ayak izlerini takip ediyorum, çok teşekkür ediyorum.
BU YIL TEOG YOK
Sınavı yapmıyoruz bu yıl. Peki yerine ne gelecek? Eğitimle ilgili insanlar bana aktarıyorlar. Eğitimin kademeleri var, ilkokul, ortaokul, lise. Türkiye’de başarıyı yakaladık amenna. Ancak ilkokulda bir beceri verilmiyor, sırf ortaokula hazırlık yapılıyor. Ortaokulda bir beceri verilmiyor, sırf liseye hazırlık için. Beceri verilmiyor deniyor, bilgi verildiği için. Oysa ne yapılmalı? 12 yıllık zorunlu eğitimi getirdik, ancak ilkokulda kalsa dahi birtakım becerileri kazanmış olması lazım çocuğun. Ortaokulda bırakırsa, ilkokul ve o dönem ki becerileri kazanmış olmalı. Liseye giderse eski becerilerin üzerine yenilerini koyarsan, üniversiteye gitmese dahi donanımlı insanların yetiştirilmesi lazım. Onu yapabiliyor muyuz? Öğrencilere beceri kazandırılması önemli.
ÖĞRENMEYİ ÖĞRENSİN İSTİYORUZ
Eğitimin ayrılmaz bir parçası ölçme değerlendirme. Bu olmadan evlatlarınızın hangi seviye olduğunu bilemezsiniz. Hangi seviyede bileceksiniz, sonra belli tutum, beceri kazandıracaksınız. Sonra ne kadar kazandırdığınızı ölçmeniz lazım. Bizdeki sistem, test. Mümkünse a, b, c; yani tek kelime konuşan bir nesilden… Aile içi iletişimin bile bozulduğu bir dönemdeyiz. Herkesin elinde bilgisayar, laptop, aynı odada farklı dünyalar yaşanıyor. İstiyoruz ki, daha iyi olsun. Kendisiyle, çevresiyle barışık olsun, mutlu, özgüveni olan insanların ülkesi olsun. Öğrenmeyi öğrensin diyoruz. Bunu yaparken de kendi değerlerimiz var, 21’inci yüzyılın becerilerini çerçeve olarak almışız. Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz beceriler geleneksel, Avrupa Birliği ne kazandırıyorsa onu kazandırıyoruz.
Eğitimin kalitesini artırma gayreti, bu sınav sistemini değiştirme çabası doğurdu. Arkadaşlarımız çalışıyor, bir ay içinde Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Onların vereceği karara göre velilerimizin, öğrencilerimizin önüne bir sonuç çıkaracağız. Onlar tamam derse hemen açıklarız. Şu noktanın düzeltilmesi lazım derlerse, onu yaparız.
Normalde biz bu dönemden itibaren başlamıştık, geçen yıllarda olmadığı kadar bu sene ilk defa sosyal, sportif, kültürel faaliyetlilerini kayıt altına alıyoruz. Evlatlarımızı sosyal, sportif faaliyetlerden kopmadan, mutlu bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Bunu yapmak için de arkadaşlarımız çalışıyor. Her okul kendisi sınav yapsın diyen var. Herkesin mahallesindeki okula alın, diyenler bulunuyor. Eskiden de öyleydi. Ankara Fen, İstanbul Erkek, Kabataş lisesi gibi okullara girebilmek için Matematik ve Türkçe derslerinin her ikisinin de 5 olması gerekiyordu. Eğitim uzmanı diyor ki not ortalaması 85’in üzerinde olanlar girsin. Kimisi de diyor ki, açık uçlu soru sorun. Sınavı yapacak öğretmen bir başkası olacak, okuyacak kişi başkası olacak. Ancak sonuçta öğrencinin ne cevap verdiğini ailesine de gönderin ki o da bilsin. Bu da bir başka alternatif.
EĞİTİM ÜZERİNE SÖZÜ OLANLAR LÜTFEN BİZE GÖNDERSİN
Söylenmeyin, söyleyin diye bir tabir var. Eğitim üzerine sözüm var diyenler lütfen bize göndersinler. Alırız, değerlendiririz. Evlat hepimizin. Türkiye’nin geleceğini daha aydınlık yapacağız. İhtiyaçları göz önüne alaraktan çalışma yapacağız. Fırsat eşitliğini sunmak istiyoruz. Geçen yıl TEOG birincisi Muş Varto’dan bir kızımız mezrada yaşıyor, taşımalı eğitimle geliyor. Bu yıl onun kız kardeşi de birinci oldu, Erciş’ten, Tunceli Çemişkezek’ten çıktı. Hiç merak etmesinler, onlar bizim cevherimiz. Ülke bunu değerlendirmeme lüksüne sahip değil.
Eğitimde genel kural, kimseyi geride bırakmamak. Herkesin ulaşabileceği bir sistemi getireceğiz. Kalkan TEOG bir öncekilerden daha iyiydi. Yerine gelecek sistem de şu anki TEOG’dan daha iyi olacak.
TEOG YERİNE YENİ SİSTEM
Peki TEOG yerine ne gelecek? Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hasan Can Oktaylar bakanlığın masasındaki ilk alternatifin ‘Liselere Giriş ve Yerleştirme Programı’ olduğunu belirterek sistemin detaylarını açıkladı. A, B, C standardına göre ayrılacak olan fen, Anadolu, İHL sosyal bilimler, meslek liseleri ile teknik liseler için merkezi bir sınav yapılacağını kaydeden Oktaylar, yerleştirmede sınav puanına ek olarak öğrencinin performansıyla ilgili notların da belirleyici olacağını belirtti.
Oktaylar, puan hesaplama ve yerleştirmenin nasıl olacağını şöyle anlattı: “İlk olarak lise geçiş sınavı puanı belirleyici olacak. Her liseye başvuru için bir taban puanı belirlenecek. Sorular yeni öğretim programındaki kazanımlar ve konular üzerinde çoğunlukla açık uçlu sorulardan oluşacak. Soruları MEB Ölçme ve Değerlendirme Merkezi hazırlayacak. Ayrıca ortaokul başarı ortalaması, bilim, edebiyat, matematik, kültür-sanat, müzik ve spor alanlarındaki etkinlikler, belge, ödül, madalya, kupa ve sertifika gibi referanslar da etkili olacak. Bu referanslarla birlikte kulüp etkinlikleri, proje çalışmaları ve bilimsel çalışma örnekleri üzerinden de ağırlıklandırma yapılacak. Öğrenciler merkezi sınavdan sonra bu referans belgeleriyle birlikte tercih etmek istediği liselere internet üzerinden başvuracak.”
Oktaylar, başvuru yapılan okulun öğrencinin referanslarını MEB’in belirlediği kritere göre puanlayıp onay için dosyayı Bakanlığa göndereceğini söyledi. Bu süreçle ilgili kesin bir kararın olmadığını belirten Oktaylar, doğrudan MEB’in öğrencinin dosyası üzerinden referans puanlaması yapmasının üzerinde de durulduğunu kaydetti. Sınava girmeyen ya da baraj puanını geçemeyen öğrenciler için ise adrese dayalı yerleştirme sistemi üzerinde durulduğu öğrenildi.