7 Haziran genel seçimleri yaklaşırken siyasi partiler ve milletvekili adayları da seçim kampanyalarına hız verdi. Sürekli değişen ülke gündemi, sürekli olarak yapıldığı söylenen algı operasyonları, milletimizin beklentileri, seçimler sonrasında Türkiye’nin genel durumu ve Büyük Birlik Partisi ile oluşturulan “Milli İttifak” ın tüm bu sorunlara yaklaşımları ve çözüm önerileri ile ilgili olarak Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Birol Aydın ile konuştuk. İşte Birol Aydın’ ın gazetemize özel açıklamaları:
ALGI OPERASYONLARI İLE SORUNLAR ÖTELENMİŞTİR
Milletimizin gündemi ile iktidarın gündemi örtüşmüyor. İktidar için gündem denilince algı yönetimi anlaşılıyor. Hâlbuki gündemdeki sorunların çözümü konuşulmadıkça algı yönetimi sadece gerçekleri örter. Gelinen noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki: hükümet yapması gerekenleri yapmak yerine sürekli algı operasyonlarıyla sorunları ötelemiştir.
Algı operasyonları sayesinde ekranlarda her gün tatlı kelimeler duyuyoruz ama milletimiz acı tecrübelerle yüzleşiyor. Her gün olumlu çağrışımlar ortaya atılıyor ama olumsuz görüntüler sürekli artıyor. Gerçek gündemi örtmek adına yeni kelimelere sığınılıyor. “Çözüm” deniliyor ama çözülme tetikleniyor. “İstikrar” deniyor ama borçlanma artırılıyor. “Yeni” diyorlar ama eskiyi aratıyorlar. Tespitimiz şudur: gerçeklerle yüzleşmeksizin algı yönetimleriyle geçiştirilen bir süreç yaşıyoruz ve bu kırılmalıdır. Bunun için doğru soruları sorarak işe başlamalıyız.
ÜLKEMİZİN YENİ YAKLAŞIMLARA İHTİYACI VAR
Son on yılda yaşanan ahlaki ve sosyal çöküşü herkes kabul ediyor. Çünkü sadece ekonomi öncelendi. Orada da borçlanmayı esas alarak başka yanlışlar tetiklendi. Zihniyetlerdeki bu sakatlık sebebiyle önce aile yapımız yara aldı. Boşanma oranları her geçen yıl artıyor. Gençlerimiz ahlak ve maneviyat noktasında dejenerasyona uğramış durumda. Elbette bunun temelinde ekonomideki yanlış politikalar yatıyor. 3 milyonu aşan işsiz sayısı bu ülkede sosyal patlama için yeterli sebep değil midir?
Türkiye ekonomisi insanı merkezine alan, milli ve manevi damardan beslenen, ahlak ve eşitliği hedefleyen stratejik dönüşümü maalesef sağlayamamıştır. Çünkü bugün Türkiye’de modern hokkabazlık uygulanmaktadır. Önce yaşanan bu modern hokkabazlığa son vermeliyiz. Medya çabukluğuyla, kafa karıştıran bir yoğunlukla yapılmaya çalışılan illüzyonu durdurmalıyız. Bu durdurulmazsa bir süre sonra, doğruyu yanlış, yanlışı doğru, güçlü zayıf, zayıfı güçlü görmeye başlarsınız. İnsanı değil binayı, fazileti değil rekabeti, paylaşmayı değil sömürüyü esas alan bu yapı sürdürülemez. Ülkemizin sorun üreten bir zihniyete değil, yeni yaklaşımlara ihtiyacı var.
KAMPLAŞMADAN BESLENEN SİYASET TIKANMIŞTIR
Halkımızın mevcut yapıdan ümidinin giderek azaldığını hissediyoruz. Seçim odaklı yaklaşımlarla gerçek çözümün sağlanamayacağını görüyoruz. Yeni arayışlar içine girildiğini ve alternatifsizlik görüntüsünün ortadan kalktığını fark ediyoruz. “Milli İttifak” bu farklılığı sağlıklı sonuca ulaştırma girişimidir. Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi, hem geçmişi hem de geleceği parlak iki parti olarak, bu ülkenin iyiliğini, güzelliğini, bu milletin huzur, mutluluk ve refahını isteyenler için bir umut olmuştur.
Farklı kesimlerin bir arada yaşamaları için gerekli olan “buluşma alanlarını” yok etme çabasına karşılık Milli İttifak, ilke ve ideallerinin insanlığın içinde bulunduğu buhrandan tek çıkış yolu olduğu insanımıza gösterdi. Bu seçimlerde Saadet Partisi reel-politik yaklaşımdan sosyo-politik anlayışlara geçişin adresi olacaktır. Çünkü kamplaşmadan beslenen siyaset de tıkanmıştır.
SAADET PARTİSİ TÜRKİYE’NİN TEMİNATIDIR
Ülkemiz, gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek yönetici arayışındadır. Bu açıdan bizler, siyasetin mevcut tükenmişliğinden dolayı anlamını yitirmesine engel olma ve siyasetin çıtasını yükseltme sorumluluğu taşıyoruz. Saadet Partisi, söz birliği ve yol birliği içinde tarihi bir görevi omuzlamaya hazırdır. Bu görev ve sorumluluklarımızla, “Türkiye’nin Teminatı” olacağımızı herkes pek yakında görecektir. 7 Haziran bunun miladı olacaktır.
Önümüzdeki dönemde ülkemizde siyasete yüklenen yeni görevleri yerine getirebilecek köklü farklılıklara ihtiyaç duyacağız. Bu farklılıklar, siyasi hayatta ilkenin, duruşun önemini yeniden ortaya çıkaracak. Çünkü Türkiye’nin adaleti, hukuku, hürriyeti ve eşitliği esas değer kabul eden, müzakereci ve sorun çözücü bir siyasete ve zarif bir siyasi üsluba ihtiyacı vardır.
SAHNEDE OYNANAN OYUNU DEĞİŞTİRMEK İÇİN BİR ARADAYIZ
İzlediğimiz siyaset, gerçek anlamda insan onurunu korumak, insan onuruna saygı göstermekten başka bir şey değildir. Çünkü biz bu sahnede oynanan oyunu değiştirmek için bir aradayız. Bu yüzden de kimse bizi bu ülkenin insanına tuzak kurmakla, birlikte yola çıktığı insanları yarı yolda bırakmakla suçlamıyor. Herkes duruşumuzu takdir ediyor. Yeni bir dünyaya inanmışların adresi olarak siyasetin itibar göstergesiyiz.
Biliyoruz ki, bir ülkenin kalkınmışlığı ahlak, erdem, estetik, sanat, mimari, güçlü üniversite, ar-ge ve teknoloji yatırımlarıyla ölçülür. Bu çalışmalar sadece iyi niyetle olacak işler değildir. İnanç lazım, proje lazım, vizyon lazım, azim lazım, kararlılık lazımdır. Saadet Partisi bu ülkenin kaybettiği şeyi kaybettiği yerde aramasıdır. Bu yüzden seçim sloganımızı “kendine gel, saadete gel” diye belirledik. Eğer bu ülkede 77 milyon insan refah huzur içinde yaşayacaksa bu Saadet Partisi’yle olacaktır. Çünkü insan onurunu korumayan hiçbir siyaset kalıcı olamaz.